Peygamberlerden alınan bir söz
Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimizsav dahil, peygamberlerden bir söz alındığını beyan etmiştir. Ayet-i kerime şöyledir:
وَاِذۡ اَخَذۡنَا مِنَ النَّبِیّٖنَ مِیۡثَاقَہُمۡ وَمِنۡکَ وَمِنۡ نُّوۡحٍ وَّاِبۡرٰہِیۡمَ وَمُوۡسٰی وَعِیۡسَی ابۡنِ مَرۡیَمَ ۪ وَاَخَذۡنَا مِنۡہُمۡ مِّیۡثَاقًا غَلِیۡظًا ۙ﴿۸﴾لِّیَسۡـَٔلَ الصّٰدِقِیۡنَ عَنۡ صِدۡقِہِمۡ ۚ وَاَعَدَّ لِلۡکٰفِرِیۡنَ عَذَابًا اَلِیۡمًا ﴿٪۹﴾
Hani Biz peygamberlerden kesin sözlerini almıştık. Senden, Nuh ve İbrahim’den, Musa ile Meryem oğlu İsa’dan (da söz almıştık.) Biz kendilerinden kesin söz almıştık. Bu, (Allah’ın) doğru olanlara doğrulukları hakkında sorması içindir. O, kâfirlere çok acı azap hazırlamıştır.[1]
Bu ayette bahsedilen söz nedir? Kuran-ı Kerim’in bir ayeti ötekini açıklar prensibi gereği, Kuran-ı Kerim’i incelediğimizde bu sözün ne olduğu aşağıdaki ayette detaylı olarak beyan edilmiştir.
وَاِذۡ اَخَذَ اللّٰہُ مِیۡثَاقَ النَّبِیّٖنَ لَمَاۤ اٰتَیۡتُکُمۡ مِّنۡ کِتٰبٍ وَّحِکۡمَۃٍ ثُمَّ جَآءَکُمۡ رَسُوۡلٌ مُّصَدِّقٌ لِّمَا مَعَکُمۡ لَتُؤۡمِنُنَّ بِہٖ وَلَتَنۡصُرُنَّہٗ ؕ قَالَ ءَاَقۡرَرۡتُمۡ وَاَخَذۡتُمۡ عَلٰی ذٰلِکُمۡ اِصۡرِیۡ ؕ قَالُوۡۤا اَقۡرَرۡنَا ؕ قَالَ فَاشۡہَدُوۡا وَاَنَا مَعَکُمۡ مِّنَ الشّٰہِدِیۡنَ ﴿۸۲﴾
Hani Allah bütün peygamberlerden sağlam bir söz almıştı. “Size Kitap ve hikmet verdikten sonra, elinizde bulunan (kelâmı) gerçekleştiren bir peygamber gelince, ona mutlaka inanacaksınız ve ona mutlaka yardım edeceksiniz,” demişti. “Bunu benimseyip, Benim için böyle bir sorumluluğu üstleniyor musunuz?” deyince, onlar (da,) “Evet benimsiyoruz,” dediler. (Allah da,) “Öyleyse sizler şahit olun, Ben (de) sizinle beraber şahitlerdenim,” (diye) buyurdu.[2]
Gelecek olan peygamberlere iman etmelerine dair alınan bu söz, ayette bahsedilen peygamberlerin ümmetini bağlar. Peygamber Efendimizdensav de bu sözün alınmış olması ondan sonra hiç kimsenin gelmeyeceği fikrini reddetmektedir. İmam Fahruddin Raziar Âl-i İmran suresi, ayet 82’yi tefsir ederken şöyle der:
فَحَاصِلُ الْکَلَامِ اَنَّہُ اَوْجَبَ عَلیٰ جَمِیْعِ الْاَنْبِیَاءِالْاِیْمَانَ بِکُلِّ رَسُوْلٍ جَاءَ مُصَدِّقًا لِّمَا مَعَھُمْ
“Özet olarak Hak Teâlâ bütün peygamberlere, talimatlarını doğrulayan bir peygamber gelince ona iman etmelerini vacip kılmıştır.”[3]
Ayet-i kerimede “Size Kitap ve hikmet verdikten sonra, elinizde bulunan (kelâmı) gerçekleştiren bir peygamber gelince, ona mutlaka inanacaksınız ve ona mutlaka yardım edeceksiniz” diye emir verilmiştir. Vadedilen Mesihas da İslam Dini’ni desteklemek üzere geldiğine göre ona iman eden herkes Peygamber Efendimizdensav alınan sözü yerine getirmiş olmaktadır. Onu reddeden ise bu sözü yerine getirmemekten sorumlu tutulacaktır.
[1] El-Ahzab; Ayet 8-9
[2] Al-i İmran; Ayet 82
[3] Razi, Tefsir-i Kebir, Cüz 7, Sayfa 114


