“Hatem” kelimesinin kullanılışına dair örnekler

Kuran-ı Kerim’in Ahzab suresinde Allahcc dünya tarihinde eşi ve benzeri bulunmayan bir ifadeyle yani “Hatemü’n Nebiyyin” demek suretiyle Peygamber Efendimizisav övmüştür. Eski din bilginleri hariç, bugünlerde genel olarak bu kelime din adamları tarafından “zaman bakımından son peygamber” şeklinde çevrilmektedir. Hâlbuki hatem kelimesi söz konusu ayet-i kerimede isim tamlaması olarak kullanılmıştır. Hatem kelimesinin Arapça’da bu şekilde kullanılışı asla, “zaman bakımından son fert” anlamına gelmez. Böyle bir durumda hatem kelimesi: İsnad edilen grubun en yüce, en mükemmel ve en faziletli olanı ve otoritesi anlamına gelir. Bir grubun hatemi denilen kişi öyle bir kişidir ki, söz konusu grubun fertleri arasında onun eşi benzeri yoktur. O, isnad edilen grubun kemallerinin son derecesine ulaşmış olup grubunda nihai otorite haline gelmiştir. Nitekim hatem kelimesinin “Hatemü’n Nebiyyin” yahut “Hatemü’l Enbiya” tarzında kullanılışı hiçbir devirde “zaman bakımından son fert” olarak kabul edilmemiştir. Tersine hatem kelimesi “zaman açısından son olmayıp isnad edilen grubun bütün fertlerinin en üstünü ve kemal bakımından en üst mertebeye ulaşıp en son otorite haline gelmiş kişi anlamında kullanılmıştır. Kısacası Hatemü’n Nebiyyin “zaman açısından son peygamber” demek değildir. Bunun anlamı peygamberlerin en üstünü, peygamberler arasında benzeri bulunmayan, kemal açısından peygamberliğin son derecesine ulaşıp en son otorite haline gelmiş peygamber demektir.

Hatem kelimesi “Hatemü’n Nebiyyin” yani “peygamberlerin hatemi” tarzında kullanıldığı zaman, ne anlama geldiği aşağıdaki örneklerden anlaşılmaktadır:

  1. Ebu Tamam Et-ta’î isimli bir şair vefat ettiğinde Hasan Bin Vehb isimli başka bir şair onun için mersiye yazar. O, bu mersiyede Ebu Tamam’a “Hatemü’ş Şuara” yani “şairlerin hatemi” der. Vefiyyat-ül Ayan Li İbni Halikan Misrî, c.1 s.123
  2. Ebu’t tabib isimli şaire “Hatemü’ş Şuara” (şairlerin hatemi) denmiştir. Mukaddime Divanü’l Mütenabbi Misrî sayfa: ‘y’
  3. Ebül A’la El-Müarra’ ya “Hatemü’ş Şuara” yani “şairlerin hatemi” denmiştir. Mukaddime Divanü’l Mütenabbi Misrî Dip Not. Sayfa ‘y’
  4. Hindistan’da Şeyh Ali Hazin’e “Hatemü’ş Şuara” yani “şairlerin hatemi” denilir. Hayat-ı Sadi s.117
  5. Habib Şirazî’ye İran’da “Hatemü’ş Şuara” yani “şairlerin hatemi” denilir. Hayat-ı Sadi, s.87
  6. Peygamber Efendimizsav Hz. Ali’yera hitaben: Ben Hatemü’l Enbiyayım ve ey Ali sen “Hatemü’l Evliya”sın yani “evliyaların hatemi”sin buyurmuşlardır. Tefsir Es-safi, Ahzab Suresi, Hatemü’n Nebiyyin Ayeti’nin Tefsiri
  7. İmam Şafiar “Hatemü’l Evliya” yani “evliyaların hatemi”dir. Et-tühfetü’s seniyye s.45
  8. Muhyuddin İbn-i Arabî “Hatemü’l Evliya” yani evliyaların hatemi”dir. Fütühat-ı Mekkiye’nin kapağı
  9. Kafur “Hatemü’l Kiram” idi.  Şerh Divanü’l Mütenebbi s.304
  10. Muhammed Abdüh Misrî “Hatemü’l Eimmeh” “imamların hatemi”dir. Tefsir El-fatiha s.148
  11. Esseyyid Ahmed Essünüsî “Hatemetü’l Mücahidîn” yani “mücahidlerin hatemi” idi. El-Camiatü’l İslamiyyeh Filistin 27 Muharrem 1352 Hicrî
  12. Ahmed Bin İdris’e “Hatemetü’l Ulema” yani “âlimlerin hatemi” denmiştir. El-akdünnefis
  13. Ebü’l Fazl El-Ulusî “Hatemetü’l Muhakkikîn” yani “araştırmacıların hatemi”dir. Tefsir Ruhu’l Meani’nin Kapağı
  14. Şeyh-ül Ezher Selim El-büşra “Hatemü’l Muhakkikîn” yani araştırmacıların hatemi”dir. El-Heraş s.372
  15. İmam Suyûtî “Hatemetü’l Muhakkikîn” yani “araştırmacıların hatemi”dir. Tefsir El-İtkan’ın Kapağı
  16. Hz. Şah Veliyüllah Muhaddis Dehlevîar “Hatemü’l Muhaddisîn” yani “hadisçilerin hatemi”dir. Ucale-i Nafıe’nin Birinci Cildinin Kapağı
  17. Eş-Şeyh Şemsettin “Hatemetü’l Huffâz” yani “hafızların hatemi”dir. Et-Tecridü’s serih Mukaddime, s.4
  18. Evliyaların en üstünü “Hatemü’l Evliya” yani “evliyaların hatemi”dir. Tezkeretü’l Evliya s.422
  19. Veli ilerleye ilerleye bir gün “Hatemü’l Evliya” yani “evliyaların hatemi” olur. Fütûhu’l Gayb, s.43
  20. Eş-Şeyh En-Necib “Hatemü’l Fükaha” yani “fıkıh adamlarının hatemi”dir. Gazete, Essiratü’l Müstakim, Yafa, 27 Receb, 1354 hicrî.
  21. Şeyh Reşid Rıza “Hatemetü’l Müfessirîn” yani “tefsircilerin hatemi”dir. El-Camiatü’l İslamiyyeh, Filistin 9 Cemadiyüssani 1354
  22. Şeyh Abdül Hak “Hatemü’l Fükaha” yani “fıkıh adamlarının hatemi”dir. Tefsir El-İklil’in Kapağı
  23. Eş-Şeyh Muhammed Necib “Hatemetü’l Muhakkikîn” yani “araştırmacıların hatemi”dir. El-İslam, Mısır, Şaban 1354 Hicrî.
  24. En faziletli evliya “Hatemü’l Velaya”dır. Mukaddime İbn-i Haldun, s. 271
  25. Hz. Şah Abdül Aziz “Hatemü’l Muhaddisîn vel Müfessirîn” yani “hadisçilerin ve tefsircilerin hatemi” dir. Hediyetü’ş Şiye, s.4, Yazar Muhammed Kasım Nanotavî
  26. Eş-Şeyh Muhammed Bin Abdullah “Hatemetü’l Huffaz” yani “hafızların hatemi”dir. Erresail Ennadireh, s.30
  27. Allame Sa’düddin Taftazanî “Hatemetü’l Muhakkikin” yani “araştırmacıların hatemi”dir. Şerh Hadis El-Arbain s.1
  28. İbn-i Hacer El-Eskalanî “Hatemetü’l Huffaz” yani “hafızların hatemi”dir. Tabakatü’l Müdellisin’in Kapağı
  29. Mevlevi Muhammed Kasım “Hatemü’l Müfessirin” yani “tefsircilerin hatemi”dir. Esrar-ı Kuranî’nin Kapağı.
  30. İmam Suyutî “Hatemetü’l Muhaddisin” yani “hadisçilerin hatemi”dir. Hadiyyet-üş Şii, s. 210 Yazar, Muhammed Kasım Nanotavî
  31. Padişah’a “Hatemü’l Hukkam” yani “amirlerin hatemi” denilir. Hüccetü’l İslam, s. 35
  32. Peygamber Efendimizsav  “Hatemü’l Kâmilin” yani “kemale ermiş olanların hatemi” idi. Hüccetü’l İslam, s. 35
  33. Hz. İsaas “Hatemü’l Esfiya”dır.  Bakiyyetü’l Mütekaddimin, s.184
  34. Hz. Alira “Hatemü’l Evsiya”dır. Menarü’l Huda, s.106
  35. Peygamber Efendimizsav “Hatemü’l Muallimin” yani “öğretmenlerin hatemi”dir.  Es-siratü’s Sevi, Allame Muhammed Sibteyn
  36. Eş-Şeyh Es-Südûk “Hatemü’l Muhaddisin”dir. Kitap Men La Yahduruhul Fakih.
  37. Ebül Fazl Şihab El-Ulusî “Hatemü’l Üdeba” yani “edebiyatçıların hatemi”dir. Ruhu’l Meani’nin Kapağı
  38. Eş-Şeyh İbrahim El-Kuranî “Hatemetü’l Müte’ahhirin”dir. Tefsir Ruhul Meani c.5 s.453
  39. Mevlevi Enver Şah Keşmirî “Hatemü’l Muhaddisin”dir. Reisü’l Ahrar s.99
  40. Peygamber Efendimizsav Hz. Ali’yera hitaben şöyle buyurdu: Ben “Hatemü’l Enbiya”yım ve ey Ali! Sen “Hatemü’l Evsiya”sın. Kunuzu’l Hakaik Fi Ahadisi Hayr-ul Halaik, Haşiye Camiü’s sagir Mısrî c.1 s.80
  41. Peygamber Efendimizsav amcası Hz. Abbas’ara hitaben şöyle buyurdu: “Ey amcam! Peygamberlikte benim Hatemü’n Nebiyyin olduğum gibi hicrette de sen “Hatemü’l Muhacirin” sin.” Yani göçmenlerin hatemisin.  Kenzü’l Ummal c.6 s.178
  42. Mevlevi Reşit Ahmed Gangohî “Hatemü’l Evliya vel Muhaddisin”dir. Bkz. Reşit Ahmed’in ölümü üzerine Mevlevi Mahmud-ul Hasan Devbendî’nin yazdığı mersiye.
  43. Mevlevi Enver Şah “Hatemü’l Muhaddisin”dir. El-cevabu’l Fasih, s.2 Yazar Mevlevi Bedr Âlem Devbend Müderrisi.
  44. Mevlevi Reşit Ahmed Gangohî “Hatemü’l Ekâbir”dir. Risale El-Kasım, c.2 s.5,9
  45. Galip ve Zevk “Hatemü’ş Şuara”dırlar. Müvazene Enis ü Debir, s.29 Yazar, Mevlana Şibli Nu’mani
  46. Mevlana Şibli Nu’mani “Hatemü’l Musannifin” yani yazarların hatemidir. İfadat-ı Mehdi s.294
  47. Muhyiddin İbn-i Arabî’ye “Hatemü’l Evliya” denmiştir. Acaba o, zaman açısından en son evliya olduğu için mi ona bu hitap verildi? Bu konuda şöyle denmiştir: “ Hayatta bu kadar zengin ve muazzam kütüphane bırakmış yetmiş altı yıllık bir ömür içinde onun yükseldiği muhteşem irfan ve fazilet mertebesine yaklaşmış bir ârif yoktur. Bu itibarla onu “Hatemü’l Evliya ve Sultanü’l Ârifin” lakaplarıyla anan takdir ehli tamamıyla haklıdır.” Şark-İslam Klasikleri, Fusus-ül Hikem, Muhyiddin-i Arabî, Çev. Nuri Gencosman, M.E.B. İST.1990
  48. Ebü’l Hasen Ali b. Ömer b. Ahmed ed-Darekutni (ö.385/995) hadis hafızı ve kıraat âlimidir. Onun hakkında şöyle denilmiştir: “Hatib el-Bağdadi’ye göre ilelü’l hadis, esmaü’r-rical gibi ilimler Darekutni ile sona ermiştir.” Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, c.8, s.448

Yukarıdaki bu örnekler Arap literatüründen veya Arapça’yı iyi bilen diğer âlimlerin kitaplarından alınmıştır. Ama maalesef muhalifler delillerimizi çürütecek ve hatem kelimesinin bu şekildeki kullanılışının “zaman açısından son kişi” anlamına geldiğini gösterecek bir tek örnek ileri sürememişlerdir ve Allah’ıncc izniyle kıyamete kadar bunu yapmaları mümkün değildir.

Kısacası, ileri sürdüğümüz bu örneklerden açıkça anlaşılıyor ki, Arapça’da bir kişiyi överken ona “Hatemü’ş Şuara”, “Hatemü’l Muhaddisin” vs. denildiğinde, bunun anlamı zaman bakımından son şair veya son hadisçi değil, en iyi şair, en iyi hadisçi, kendi sahasında otorite olan hadisçi veya şair demektir. Aynı şekilde Hatemü’n Nebiyin veya Hatemü’l Enbiya zaman bakımından son peygamber değil, peygamberlerin en üstünü, peygamberliğin son derecesine varmış en son otorite demektir. Bu kelimenin “zaman bakımından son peygamber” şeklinde çevirilmesinin bir dayanağı yoktur.

Start typing and press Enter to search