Hz. Resulüllahsav “Hatemü’n Nebiyyin”dir
Vadedilen Mesih ve Mehdi’nin yazıları
“Hatemü’n Nebiyyin” ve Ahmediye Cemaati
Müslüman Ahmediye Cemaati’nin kurucusu, Vadedilen Mesih ve İmam-ı Mehdi Hz. Mirza Gulam Ahmedas, (hâşâ, sümme hâşâ!) Hz. Muhammed Resulüllah’ınsav “Hatemü’n Nebiyyin” olduğuna inanmamakla suçlanır. “Hatemü’n Nebiyyin” ne demektir? Kuran-ı Kerim ve Hz. Resulüllah’ınsav sahih hadislerine göre bunun gerçek anlamı nedir? Ümmet büyükleri “Hatemü’n Nebiyyin”tabirini nasıl yorumlamışlar? Bu konuda Ahmedi Müslümanlarla muhalifleri arasında anlaşmazlık olabilir. Fakat Ahmedi Müslümanların ve Müslüman Ahmediye Cemaati’nin kurucusu Hz. Mirza Gulam Ahmed’in, Hz. Resulüllah’ınsav “Hatemü’n Nebiyyin” olduğuna inanmadıklarını ileri sürmek tamamen gerçek dışıdır. Hz. Mirza Gulam Ahmed’inas eserlerinde, konferanslarında ve konuşmalarında Hz. Resulüllah’ınsav “Hatemü’n Nebiyyin” olduğuna inandığı açıkça görülür. Eğer Kuran-ı Kerim’de “Hatemü’n Nebiyyin” tabiri varsa, Kuran-ı Kerim’e içtenlikle inanan Ahmedi Müslümanlar onu nasıl inkâr edebilirler? Yüce Allahcc Ahzab suresi, ayet 40’da Hz. Resulüllah’ınsav “Hatemü’n Nebiyyin” olduğunu beyan etmiştir. Kuran-ı Kerim’e inanan bir kimse bütün içeriklerine inandığı gibi tabii ki “Hatemü’n Nebiyyin” tabirini de asla inkâr edemez.
Vadedilen Mesih ve İmam-ı Mehdias birçok yazısında Hz. Muhammed Resulüllah’ınsav “Hatemü’n Nebiyyin”, “Hatemü’l Enbiya”, “Hatmü’l Mürselin” olduğunu ve Kuran-ı Kerim’in dahi “Hatemü’l Kütüp” olduğunu beyan etmiştir. Değişik eserlerinden derlediğim bazı yazılarının Türkçe tercümesi aşağıdadır.
Müslüman Ahmediye Cemaati’ne ve kurucusu olan Hz. Mirza Gulam Ahmed’eas isnat edilen suçlamalardan bir tanesi şudur: “Bu Cemaat ve kurucusu Hz. Resulüllah’ınsav (hâşâ!) “Hatemü’n Nebiyyin” olduğuna inanmıyorlar!” Bu suçlama en fazla Pakistan’daki mollalar tarafından ileri sürülmektedir. Hatta bunu gerçek gibi göstererek Müslüman Ahmediye Cemaatinin neşrettiği Kuran-ı Kerim meallerine de itiraz edilir ve Müslüman Ahmediye Cemaatinin (hâşâ!) Kuran-ı Kerim’de tahrif yaptığı dahi ileri sürülür.
Müslüman Ahmediye Cemaati kalbin derinliğinden Hz. Allah’acc Hz. Resulüllah’asav ve Kuran-ı Kerim’e inanır. Kuran-ı Kerim’de Yüce Rabbimizcc Hz. Muhammed Resulüllah’ınsav “Hatemü’n Nebiyyin” olduğunu bildirmiştir.[1] Kuran-ı Kerim’e içtenlikle inanan bu Cemaat ve kurucusu nasıl Hz. Resulüllah’ınsav “Hatemü’n Nebiyyin” olduğunu inkâr edebilir?
Hazret-i Hatem-ül Enbiyasav ne yüce, ne şanlı peygamberdir! Ne yüce şanlıdır onun nuru! Onun en değersiz hizmetçileri, ümmetinden olan en küçük dereceli birisi, en düşük dereceli hizmetçisi daha önce belirttiğim mertebelere ulaşırlar.
اَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى نَبِيِّكَ وَ حَبِيبِكَ وَ أَفْضَلِ الرُّسُلِ خَاتَمَ النَّبِيِّينَ مُحَمَّدٍ وَ آلِهٖ وَأَصْحَابِهٖ وَ بَارِكْ وَ سَلِّمْ
Yani: “Ey Allah’ım! Kendi Peygamberine ve Habibine, bütün resullerin en üstünü ve “Hatemü’n Nebiyyin” olan Hz. Muhammed’e, onun maddi ve manevî evlatlarına ve ashaplarına salât, bereket ve selam gönder.”[2]
Bu maddi dünyada sahip olduğumuz ve Allah’ıncc lütfuyla bu gelip geçici âlemden göçedip ayrılacağımız zaman inancımız şudur: Hz. Muhammed-i Mustafa Efendimizsav, “Hatemü’n Nebiyyin”dir ve O, bütün peygamberlerin en hayırlısıdır. Onun elinden din tamamlanmıştır. Keza insanoğlunun doğru yolu benimseyerek, vasıtasıyla Yüce Allah’acc erişeceği nimet tam seviyesine ulaşmıştır.
Ben Hz. Hatem-ül Enbiya’nınsav “Hatm-i Nübüvvet”ine inanıyorum. Herkim “Hatm-i Nübüvvet”e inanmıyorsa onun dinsiz, İslam dairesinin dışına çıkmış olduğuna da inanıyorum.[3]
نَعْتَقِدُ أَنَّ رَسُولَنَا خَيْرُ الرُّسُلِ وَ أَفْضَلُ الْمُرْسَلِينَ وَخَاتَمُ النَّبِيِّينَ وَ أَفْضَلُ مِنْ كُلِّ مَنْ يَأْتِي وَ خَلَا
Biz, Resulümüz Muhammed-i Mustafa Efendimizinsav bütün resullerden daha iyi, bütün peygamberlerden daha üstün ve “Hatemü’n Nebiyyin” olduğunu, keza gelecekte doğacak yahut daha önce geçmiş olan her insandan daha üstün olduğuna inanıyoruz.[4]
Bütün hamdlar Yüce Allahcc için isnat olunur. O, bütün âlemlerin Yaratıcısıdır. Keza peygamberlerin önderi olan Hz. Muhammed-i Mustafa’ya salât-ü selam olsun. O, Allah’ıncc dostları arasından en seçkini, O’nun mahlûkatı ve her bir yaratığının en sevimlisi olup, “Hatemü’l Enbiya” yani evliyaların övünç kaynağı, bizim Efendimiz, İmamımız, Peygamberimiz, yeryüzünün insanlarının kalplerinin nuru ve Yüce Allah’ıncc güneşidir.[5]
O mübarek peygamber Hz. Hatemü’l Enbiya, İmamü’l Esfiya, Hatmü’l Mürselin, Fahrü’n Nebiyyin Muhammed-i Mustafasav Efendimizdir. Ey benim sevgili Allah’ım! Dünyanın başlangıcından beri hiçbir kimseye göndermediğin rahmet ve salâtı bu sevgili Peygamberesav gönder.[6]
Yüce Allah’ıncc adına yemin ederim ki, ben kâfir değilim. “Lâ İlâhe İllallahu Muhammedür Resûlüllah”a inancım vardır. Keza Hz. Resulüllahsav hakkında “Ve lakin resulallahi ve hateme’n nebiyyin”e de imanım vardır.[7]
Yüce Allah’ıncc izzetine ve celaline yemin ediyorum ki, ben Müslümanım. Ben Yüce Allah’acc O’nun kitaplarına, bütün peygamberlerine, bütün meleklerine inanıyorum. Keza bizim Peygamberimiz Hz. Muhammed-i Mustafa’nınsav bütün peygamberlerden daha üstün ve “Hatemü’n Nebiyyin” olduğuna da inanıyorum.[8]
Bütün peygamberlerden daha hayırlı ve bütün seçkinlerden daha üstün olan Muhammed-i Mustafa üzerine salât-ü selam olsun. O, “Hatemü’l Enbiya” ve “Şefiü’l Müznibin” (günahkârların şefaat edicisi) bütün geçmişlerin ve geleceklerin önderidir. Onun maddi ve manevi evlatlarına ve bütün ashaplarına da selam olsun. Onlar hakkın alâmeti ve cihan ehli üzerinde Yüce Allah’ıncc hüccetidirler.[9]
Eğer kalpler katılaşmamışsa, o zaman bu kadar cesaret nedendir? Gerçek manaya göre Hz. Resulüllah’ısav Hatemü’l Enbiya kabul eden, Kuran-ı Kerim’in de Hatemü’l Kütüp olduğuna inanan, bütün peygamberlere de iman eden ve Ehl-i Kıble olan, keza şeraitin helâline helâl, haramına da haram diyen ve buna inanan birisi (Hz. Mirza Gulam Ahmed) neden kâfir sayılıyor?[10]
Bizim Efendimiz Hz. Muhammed-i Mustafasav Hatem-ül Enbiyadır. Bu bizim imanımızdır.[11]
Yüce Allahcc Kuran-ı Kerim’de Hz. Resulüllah’asav “Hatemü’n Nebiyyin” ismini vermiştir.[12]
Biz, Yüce Allah’tancc başka ibadete değer birisinin bulunmadığına, Hz. Muhammed-i Mustafa Efendimizinsav O’nun resûlü ve Hatemü’l Enbiya olduğuna inanıyoruz.[13]
İnanç olarak Yüce Allah’ıncc sizlerden istediği ancak Allah’ıncc birliği ve Hz. Muhammed’insav O’nun Resulü ve Hatemü’l Enbiya olması ve hepsinden daha üstün olmasıdır.[14]
Hz. Resûlüllahsav Hatemü’l Enbiya olarak isimlendirildi. Bunun anlamı şudur: Kendisinden sonra direk olarak nübüvvetin feyizleri artık sona erdirilmiştir. Şimdi artık nübüvvetin kemali ancak, amelleri üzerinde Hz. Muhammed Resulüllah’asav tabi olmanın mührünü taşıyana nasip olacak ve böylece o, Hz. Resulüllah’ınsav manevi evladı ve varisi olacak.[15]
إِنَّنَا مُسْلِمُونَ نُؤْمِنُ بِكِتَابِ اللهِ الْفُرْقَانِ وَ نُؤْمِنُ بِأَنَّ سَيِّدَنَا مُحَمَّدًا نَبِيُّهُ وَ رَسُولُهُ وَ إِنَّهُ جَاءَ بِخَيْرِ الْأَدْيَانِ وَ نُؤْمِنُ بِأَنَّهُ خَاتَمَ الْأَنْبِيَاءِ
Biz Müslümanız. Biz Yüce Allah’ıncc Kitabı olan Furkan-ı Hamid’e inanırız. Keza biz Muhammed-i Mustafa Efendimizinsav O’nun Peygamberi ve Resûlü olduğuna ve en iyi dini getirdiğine de inanırız. Biz kendisinin “Hatemü’l Enbiya” olduğuna da inanırız.[16]
Hz. Resûlüllahsav “Hatemü’n Nebiyyin”dir ve Kuran-ı Kerim de “Hatemü’l Kütüp”tür.[17]
Bana ve benim Cemaatime, sanki biz Hz. Muhammed Resûlüllah’ınsav Hatemü’n Nebiyyin olduğuna inanmıyoruz diye bir suçlama isnat edilmektedir. Bu bize isnat edilen çok büyük bir iftiradır. Biz nasıl kuvvetli olarak, kesin bilerek ve iç gözüyle görerek Hz. Resulüllah’ınsav Hatemü’n Nebiyyin olduğuna inanıyorsak ve kendisine iman ediyorsak, onlar onun yüzbinde birine dahi inanmıyorlar.[18]
Bizim Peygamberimizsav Hatemü’n Nebiyyin”dir.[19]
Her kim Yüce Allah’ıncc Kitabı olan Kuran-ı Kerim’i kendisine daima uyulması gereken bir hareket tarzı olarak benimsiyorsa ve O’nun Resûlü olan Hz. Muhammed-i Mustafa’yısav gerçekten Hatemü’l Enbiya olarak kabul ediyorsa ve kendisini onun feyzine muhtaç biliyorsa, Yüce Allahcc öyle birisini sever.[20]
صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَ آلِ مُحَمَّدٍ سَيِّدِ وُلْدِ آدَمَ وَ خَاتَمَ النَّبِيِّينَ
Bütün insanların Efendisi ve Hatemü’n Nebiyyin olan Hz. Muhammed’e ve onun maddi ve manevi evladına salâvat gönder.[21]
Hz. Hatemü’l Enbiyasav Mekkeliler aleyhine ve diğer insanlara karşı açık bir zaferi elde ederek ve onları kılıcının altında görerek yine de onların günahlarını affetmiştir.[22]
Hz. Hatemü’l Enbiya’nınsav Kuran-ı Kerim’de zikredilen yüce ahlakı, Hz. Musa’danas binlerce kat daha iyidir.
Hepsinden daha yüce olan insan ki o, insan-ı kâmil idi ve kâmil Peygamber idi. Keza o, kâmil bereketlerle geldi. Onun gelmesiyle manevi olarak tekrar dirilmek ve haşr (tekrar dirilerek öteki âlemde bir araya gelmek) neticesinde dünyanın kıyameti gerçekleşti ve onun gelmesiyle, tamamen ölü olan bir âlem tekrar dirildi. O mübarek Peygamber Hz. “Hatemü’l Enbiya”, “İmamü’l Esfiya”, “Hatmü’l Mürselin” Hz. Muhammed-i Mustafa Efendimizdirsav.[23]
Dünyada ancak İslam dininin gerçek olduğu bana gösterilmiş, bildirilmiş ve anlatılmıştır. Bütün bunların “Hatemü’l Enbiya”ya itaat etmemin bereketiyle bana bahşedildiği de bana açılmıştır.[24]
Şimdi gök altında bir tek Peygamber ve bir tek Kitap vardır. Yani bütün peygamberlerden daha yüce ve daha üstün ve bütün resullerden daha tam ve daha mükemmel olan Hz. Muhammed-i Mustafasav vardır. O, “Hatemü’l Enbiya”dır ve insanların en iyisidir.[25]
“Hatmü’l Mürselin” Ahmed-i Arabisav dışında kendisine tabi olabileceğimiz hiçbir hâdimiz ve önderimiz yoktur.[26]
إِنَّا آمَنَّا بِاللَّهِ رَبًّا وَ بِمُحَمَّدٍ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ نَبِيًّا وَ آمَنَّا بِأَنَّهُ خَاتَمُ النَّبِيِّينَ
Şüphesiz biz, Allah’ın Rabbimiz olduğuna inandık ve Hz. Muhammed’insav peygamberimiz olduğuna da inandık. Keza onun Hatemü’n Nebiyyin olduğuna da inandık.[27]
إِنِّي وَاللَّهِ آمِنٌ بِاللّٰهِ وَ رَسُولِهٖ وَ آمِنٌ بِأَنَّهُ خَاتَمُ النَّبِيِّينَ
Vallahi ben şüphesiz Allah’a ve O’nun Resulüne iman eden biriyim. Keza ben şüphesiz onun “Hatemü’n Nebiyyin” olduğuna da inanan biriyim.[28]
İslam dini dışında bizim bir dinimiz yoktur. Her çeşit bilgiye sahip olan Allah’ıncc Kitabı olan Furkan (Kuran-ı Kerim) dışında bir Kitabımız yoktur. Allah’ıncc rahmetini verdiği ve bereketini ihsan ettiği Hz. Muhammed Hatemü’n Nebiyyinsav dışında bir peygamberimiz yoktur. Yüce Allahcc onun düşmanlarını lanetlenmiş olanlardan kılsın.[29]
Biz inanıyoruz ki, bizim peygamberimizsav “Hatemü’l Enbiya”dır ve Kuran-ı Kerim “Hatemü’l Kütüb”dür.[30]
Ben bir Müslümanım. Kuran-ı Kerim’in “Hatemü’l Kütüb” ve Hz. Resulüllah’ınsav Hatemü’l Enbiya olduğuna inanıyorum.[31]
Bütün insanların efendisi, bütün resullerden daha üstün ve “Hatemü’n Nebiyyin” olan Hz. Muhammed-i Mustafa’nınsav üstün bir mertebesi ve yüksek bir yeri vardır. O, derece ve mertebe sıfatları üstün olan bu yüce zatta sona ermiştir.[32]
Her kim tam olarak Hz. Hatemü’l Enbiya’ya tabi olursa Yüce Allahcc katında onun mertebesi onun bütün çağdaşlarından daha yüce ve daha üstün olur. Kısacası gerçek manada ve bütünüyle Hz. Hatemü’l Enbiya’ya Yüce Allahcc tarafından bütün faziletlerin bahşedildiği ispat olunmuştur.[33]
Bizim Efendimiz, bütün resullerin efendisi Hz. Hatemü’l Enbiyasav Bedir savaşında bir avuç küçük taşı kâfirlere doğru attı. O taşları bir dua vasıtasıyla değil, aksine kendi manevi gücüyle attı.[34]
Yüce Allahcc Hz. Muhammed’esav Hatemü’l Enbiya derecesini verdi. Dolayısıyla kendi vücuduna, iş ve hareketlerine ve de duruşlarına dahi mucizeler koydu.[35]
إِنَّهُ خَاتَمُ الْأَنْبِيَاءِ وَ لَا يَطْلُعُ بَعْدَ شَمْسِهٖ إِلَّا نَجْمُ التَّابِعِينَ الَّذِينَ يَسْتَفِيضُونَ مِنْ نُورِهٖ وَ هُوَ مَنْبَعُ الْأَنْوَارِ
Şüphesiz o, Hatemü’l Enbiyadır. Onun güneşinden sonra, kendi nurundan feyiz alan kendisine tabi olanların yıldızı dışında hiçbir şey doğmaz. O, bütün nurların ana kaynağıdır.[36]
اَلصَّلٰوةُ وَالسَّلَامُ عَلٰى سَيِّدِ الرُّسُلِ وَ خَاتَمِ الْأَنْبِيَاءِ مُحَمَّدٍ الْمُصْطَفٰى
Bütün resullerin efendisi ve Hatemü’l Enbiya olan Hz. Muhammed-i Mustafa’ya rahmet ve selam olsun.[37]
Kuran-ı Kerim gibi pak bir Kitap göndererek ve Hz. Hatemü’l Enbiya, ilklerin ve sonların efendisi Hz Muhammed’isav dünya insanlarının ıslahı için ortaya çıkararak vahşi insanlara yeniden insanlık öğreten Kerim ve Rahim olan Allah’a binlerce şükürler olsun.[38]
Yüce Allahcc bize Hatemü’l Müminin, Hatemü’l Arifîn ve Hatemü’n Nebiyyin olan Peygamberi bahşetti. Aynı şekilde onun üzerine bütün dini kitapların toplayıcısı ve Hatemü’l Kütüb bir olan Kitap indirdi.[39]
Hz. Muhammed Resulüllahsav için kullanılan hatemü’n nebiyyin kelimesi kendiliğinden ister ve hatta bu kelimede tabii olarak bu anlam tevdi edilmiştir ki, Hz. Resûlüllah’asav indirilen Kitap dahi Hatemü’l Kütüb olsun ve bütün yücelikler onun içinde mevcut olsun. Nitekim gerçek olarak da o yücelikler bu Kitap’ta mevcuttur.[40]
Hiç kimse Hz. Resûlüllah’ınsav Hatemü’n Nebiyyin olduğuna inanmadan kendisine tabi olamaz. Keza dinde çıkmış olan bidatlardan ve yepyeni inançlardan ayrılmadıkça ve kendi sözüyle ve ameliyle Hz. Resûlüllah’ısav Hatemü’n Nebiyyin kabul etmedikçe o bir hiçtir.[41]
Hz. Resûlüllah’ınsav Hatemü’n Nebiyyin oluşunun bir yönü de şudur ki, Yüce Allahcc bu ümmet arasına çok yüce ve büyük yetenekler koymuştur.[42]
ہم تو رکھتے ہیں مسلمانوں کا دیں دل سے ہیں خدّام ختم المرسلیں
شرک اور بدعت سے ہم بیزار ہیں خاکِ راہ ِ احمد مختار ہیں
| Biz Müslümanların dinine sahibiz. | Şirk ve bidattan bizarız (bıkmışız). |
| İçtenlikle Hatmü’l Mürselin’in hizmetçileriyiz. | Hz. Ahmed-i Muhtar’ın yolunun toprağıyız.[43] |
Derleyen: Dr. Muhammed Celal Şems
[1] Ahzab suresi, ayet 40
[2] Berahin-i Ahmediye; 1880 baskısı; S. 246; Ruhani Hazain; C.1; S.272
[3] Takrir Vacibü’l İlan; s.5; 1891
[4] Ayna-yı Kemalat-ı İslam s.182; Ruhani Hazain; c.5 S.387
[5] Nurü’l Hak; Ruhani Hazain; c.8; S.2
[6] İtmamü’l Hüccet; Ruhani Hazain; c.8, S.308
[7] Keramatü’s Sadıkin; Ruhani Hazain; c.7; s.67
[8] Hamametü’l Büşra; Ruhani Hazain; c.7; s.184
[9] Encam-ı Ethem; Ruhanî Hazain; c.11; s.73
[10] Sirac-ı Münir; Ruhanî Hazain; c.12; S.6
[11] Kitabü’l Beriye; Ruhanî Hazain, c.13; s.216
[12] Kitabü’l Beriye; Ruhanî Hazain, c.13; s.218; Dipnot
[13] Eyyamü’s Sulh; Ruhanî Hazain, c.14; s.323
[14] Keşti-yi Nuh; Ruhanî Hazain; c.19; s.15-16
[15] Review B.Mübahese Batalavi Ve Ç.; Ruhanî Hazain; c.19; s.214
[16] Mevahibü’r Rahman; Ruhanî Hazain; c.19; s.285
[17] Peygam-ı İmam; Lecture 1905; s.30
[18] El-Hakem Gaz; 17 Mart; 1905
[19] Hakikatü’l Vahiy; Ruhanî Hazain; c.22; s.463
[20] Çeşme-yi Marifet; Ruhanî Hazain; c.23; s.340
[21] Berahin-i Ahmediye; Ruhanî Hazain; c.4; s.597 Dipnot
[22] Berahin-i Ahmediye; c.3; Ruhanî Hazain; c.1; s.287 Dipnot
[23] İtmamü’l Hüccet; s.28
[24] Ayna-yı Kemalat-ı İslam; Ruhanî Hazain; c.5; S.276
[25] Berahin-i Ahmediye; c.4; Dipnot no:3; Ruhani Hazain s.557
[26] İzale-yi Evham; c.1; Ruhanî Hazain; c.3; s.187-188
[27] Tuhfe-yi Bağdad; Ruhanî Hazain; c.7; s.31
[28] Hamametü’l Büşra; Ruhanî Hazain; c.7; s.184
[29] Encam-ı Ethem; Ruhanî Hazain; c.11; s.143-144
[30] El-Hakem Gaz; 17 Ağustos 1899; s.6
[31] El-Hakem Gaz; 1 Ekim 1900; s.2
[32] Tevzih-i Meram; Ruhanî Hazain; c.3; s.62
[33] Berahin-i Ahmediye; c.4; Ruhanî Hazain; c.1; s.622; Dipnot içinde dipnot no:3
[34] Ayna-yı Kemalat-ı İslam; Ruhanî Hazain; c.5; s.65
[35] El-Hakem Gaz; 17 Nisan 1900; s.4
[36] Hamametü’l Büşra; Ruhanî Hazain; c.7; s.244
[37] Keramâtü’s Sâdıkîn; Ruhanî Hazain; c.7; s.105
[38] Ariya Dharam; Ruhanî Hazain; c.10; s.1
[39] El-Hakem Gaz; 31 Temmuz 1904; s.3
[40] El-Hakem Gaz; 24 Nisan 1903; s.1
[41] El-Hakem Gaz; 10 Ağustos 1902; s.5
[42] El-Hakem Gaz; 17-24 Ağustos 1904; s.3
[43] İzale-yi Evham; c.2; Ruhani Hazain; c.3; s.514


