“Oruç tutulmayacak durumlar nelerdir?

Yazar: Raşit Paktürk

Hastalık ve Yolculukta

Eğer bir insan hasta ise ve yolcu ise onun için oruç tutmak Kuran-ı Kerim’de yasaktır.

Bazı insanlar ben hastayım ama oruç tutabilirim diyor veya yolcuyum ama tutabilirim diyor. Bizce bu insanlar günah işliyorlar. Neden günah işliyorlar? Çünkü Kuran-ı Kerim’de Allah-u Teâlâ açık ve net ifade ile hasta ve yolcu olan başka günlerde oruç tutsun buyurdu. Kuran-ı Kerim’de bu konu Bakara Sûresi 184. Ayette ve 185, 186, 187 de geçiyor. Ve Allah-u Teâlâ orada hasta ve yolcu olan isterse oruç tutabilir demiyor. “İçinizden hasta veya yolculukta olanın, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutması (gerekir).” diyor. Demedi isterse tutabilir. Onun için hasta ve yolcunun oruç tutması günahtır, doğru değildir.

Hamile veya emziren anne

Tabi bu arada hastalığında çeşitleri vardır, mesela hamile kadın, o da hasta hükmündedir, onun için o da oruç tutmaz. Aynı şekilde emziren bir anne! O da hasta hükmündedir. O da oruç tutmaz. Zaten çocuğun annesinden beslenmesi için annesi üzerinde beslenme hakkı vardır. Oruçlu anne bu hakkı çiğnemiş olur.

Orucun tutulacağı günler olduğu gibi tutulmayacağı günler de vardır. Resulüllah sav bizzat bunu yasak etmiştir.

Hayızlı hanımların durumu

Orucu engelleyen günlerden bir tanesi bayanların hayızlı olduğu özel günleridir veya çocuk doğduktan sonra ki bazı lohusalık dönemidir. O günlerde oruç tutmak haramdır. Bu hususta Peygamber Efendimiz sav’in sünnetini hiçe sayan bazı hocalar fetva veriyorlar ve diyorlar ki; “o günlerde oruç tutulabilir de tutulmayabilir de, hatta namaz kılınabilir de kılınmayabilir de, bu kişiye kalmıştır.” Bunu söyleyenler kendilerine din bilgini diyorlar. Bizim bakmamız gereken şu; Resulüllah sav böyle günlerde hanımları oruç tutup tutmama konusunda serbest bıraktı mı? Resulüllah sav’in eşlerinden gelen bütün rivayetler şunu gösteriyor ki o özel günlerde oruç tutmayı yasakladı.[1]

Biz Ahmedi Müslümanlar için Resulüllah sav’in Kuran-ı Kerimin emirlerini nasıl anlayıp nasıl uyguladığı önemlidir. Çünkü eğer Kuran-ı Kerim kendi zatında yeterli olsaydı Allah-u Teâlâ yalnızca Kuran’ı indirirdi ve Araplara “Bakın şu Kuran elinizde, dilinizde Arapça, bunu okuyun ve uygulayın” derdi. Ama Allah-u Teâlâ Kuran-ı Kerim ile beraber Peygamber sav’i gönderdi ve Kuran-ı Kerimde açıkça Peygamberin hareket ettiği gibi hareket edin buyurdu çeşitli ayetlerle. Onun için bizim ölçümüz Resulüllah sav’in uygulamaları olmalıdır. Resulüllah sav o günlerde kadınların oruç tutmalarını yasakladı. Eğer bir kadın öyle günlerde oruç tutarsa veya namaz kılarsa sevap değil günah kazanmış olur.

Bayram Günleri

Yine Ramazan bayramının birinci günü oruç tutulmaz ve Kurban bayramı günlerinin hiç birinde oruç tutulmaz.[2] Çünkü Resulüllah sav “Bayram günü şeytan oruç tutar” buyurdu. Ne demek bayram günü şeytan oruç tutar? Şeytan Allah’ın emrine her zaman ters hareket eder ve eğer bir insan Ramazan da tutmayıp bayramda tutuyorsa veya Resulüllah sav’in teşvik ettiği günlerde değil de bayram gününde oruç tutuyorsa o zaman bu insan şeytandır. Yani ancak şeytandan böyle bir şey beklenebilir. Bu mana vardır bu hadiste. Çünkü Ramazan içerisinde müminler hep Allah-u Teâlâ istediği için aç kalmışlardır. Sıkıntıya katlanmışlardır. Ve bir mümin Ramazan içinde Ramazanın bereketlerinden nimetlerinden faydalanmıştır. Ve artık o bir sevinç içerisindedir. Ve insan sevinçli olunca mutlu olunca doğal olarak yer içer güzel giyinir vs. Onun için o gün mümin için bayram günüdür. O gün yer içer, sanki Allah onu yedirmiş içirmiş gibi. Çünkü Allah emretmiş o gün ye diye. Ama şeytan o gün inatlaşır yemez.

Ramazan’dan Önceki Günler

Onun dışında 30 şaban, yani 30 şaban derken Ramazandan bir gün önce, bazen bulutlar olur ve hava açık değildir, acaba Ramazan başladı mı, başlamadı mı? Buna “Yevmi şek” yani şüpheli gün denilir. O günde de oruç tutulmaz. Hatta Resulüllah sav bir hadisinde “Siz Ramazanı oruçla karşılamayın”[3] buyurdu. Onun için Ramazandan hemen önce oruç tutulmaz.

Hatta Resulüllah sav şaban ayında oruç tutardı ve buna rağmen şaban ayının ortasından sonra oruç tutulmasın diye buna dikkat ederdi. Ve emretmiştir “Siz Ramazanı oruçla karşılamayın”.

Aşure Günü

Bunun dışında 10. Muharrem günü. Buna aşure günü deniyor. O günde de oruç tutulmaz. Çünkü o gün Yahudiler oruç tutarlardı. Sadece o gün oruç tutulmaz ama bir insan tutmak istiyorsa bundan bir iki gün önce başlayıp tutabilir. Sadece ona mahsus oruç tutulmaz. Çünkü Resulüllah sav Ramazan farz edilmeden önce aşure günü oruç tutardı. Kendisine rivayet edilmişti. Yahudilere sormuş siz niye o gün oruç tutuyorsunuz. Onlar “Allah-u Teâlâ aşure günü Musa’yı ve ona inanan İsrail oğullarını Firavunun zulmünden kurtardı ve Musa 10. Muharrem günü oruç tutulmasını emretti” dediler. Bunun üzerine Resulüllah sav “Ben Musa’ya sizden daha yakınım” deyip o gün oruç tutmaya başladı[4] ama bunu Ramazan farz edilmeden önce yapardı. Ramazan farz edildikten sonra Resulüllah sav bu orucu tutmadı çünkü su gelince teyemmümün hükmü kalmaz.

Cuma Günü

Bunun dışında Cuma günü sadece Cuma günü oruç tutulmaz.[5] Cumadan bir iki gün önce bir iki gün sonra birleştirerek tutulabilir.

Nevruz Günü

İslamiyet’te bir sene içinde sadece Kurban ve Ramazan bayramları olmak üzere iki bayram vardır. Bazı milletler Müslüman olmalarına rağmen eski şirk günlerinden kalma geleneklerine devam ederler. Onlar Nevruz bayramını kutlar ve o günde oruç tutarlar. Böyle şeyler dinimizde doğru değildir.

Sahursuz Oruç Tutanlara Bir Uyarı

İslamiyet’te sahur yemeden oruç tutmayı Resulüllah sav hiç uygun görmedi. Bu günlerde insanlar, işe gidecekleri veya uykusuz kalacakları için yatsıda sahurunu yapıp yatıyorlar ve gece hiç kalkmıyorlar. Bu kesinlikle Resulüllah sav’in sünnetine uygun bir davranış değildir.

Unutmayınız Ramazan’da sahurun birçok bereketi vardır. Bu bereketleri kaçırmayınız. Ancak sahurda asıl bereket yeme içmeden ziyade hiç değilse iki rekât bile olsa kılınacak nafile namazdır.


[1] 1) Aişe (Radiyallahu Anha) şöyle dedi:

“Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in yanında adet hali görürdük de tutamadığımız günler sayısınca orucu kaza etmemizi bize emrederdi.”

İbni Mace 1670

2) Ebu Seleme (Radiyallahu Anha) şöyle dedi:

“Aişe (Radiyallahu Anha)’yı işittim şöyle diyordu:

Ben üzerimde Ramazan ayından oruç borcu olurdu da Şaban ayı gelmeden bu borcu ödeyemezdim.”

Buhari 1819, Müslim 1146, Malik 1/308/54, Ebu Davud 2399, Nesei 2318, Tirmizi 783, İbni Mace 1669, İbni Huzeyme 2046-2048, Beyhaki 4/252, Tayalisi 1509, Ahmed 6/124-131-179

3) Muâze (Rahmetullahi Aleyh) şöyle dedi:

Aişe (Radiyallahu Anha)’ya sordum:

−Hayzlıya ne oluyor da orucu kaza ediyor, namazı kaza etmiyor? dedim. Aişe (Radiyallahu Anha):

−Sen Harura’dan mısın? dedi.

Ben:

−Harura’dan değilim fakat öğrenmek istiyorum dedim. Aişe (Radiyallahu Anha):

−Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in kadınları hayz oluyor, hayz bize isabet ediyordu. Orucu kaza etmekle emroluyor, fakat namazı kaza etmekle emrolunmuyorduk dedi.”

Müslim 335/69, Ebu Avane 941-942, İbnu’l-Carud 101, İbnu’l-Münzir 782, Abdurrezzak 1277, Ahmed 5/231

[2] Buhârî, Savm: 66; Müslim, Sıyam: 22

[3] Müslim: Sıyam: 3; İbn Mâce, Sıyam: 5

[4] Buhârî,Savm, 69; II, 251; Müslim, Savm, 127; I, 795

[5] Buhari, Savm, 63; Müslim, Sıyam, 147

Start typing and press Enter to search