Beni can kulağıyla dinleyin!…
Halifetu’l Mesih II, Hz Muslih Mevud Mirza Beşiruddin Mahmud Ahmedra
Lisans veya yüksek lisans sahibi olmak gurur duyulacak bir şey değildir. Nice lisans, yüksek lisans ve hukuk fakültesi mezunları, birkaç kuruşluk iş dahi bulamazlar. Bu diplomalara sahip birçok kişi bana, hayatlarını idame ettirecek bir iş bulabilmeleri konusunda dua etmem için yalvararak mektup yazarlar.
Bakınız, yüksek lisans diploması sahibi birisi vardı.[1] O, bir zamanlar iyi niyetle iş yaptı ve kurtuluşu, Vadedilen Mesih’e bağlanmakla bulacağını anladı. Allahcc, mükâfat olarak onu bütün dünyada meşhur etti. Ona, büyük ve özgür bir millet üzerine hâkimiyet verdi. O kadar ki, bir zamanlar o, söz konusu milletin temsilcilerine, “ben sizden, sizi küçük düşürerek de çanda alacağım” dedi. Etkisi o kadar büyüktü ki herkes onu sessizce dinledi. Ben bu sözü işittiğimde, bu kelimenin boşa gitmeyeceğini ve bundan ötürü cezalandırılacağını düşünmüştüm. Nitekim onun içinde, her şey benden dolayıdır diye bir düşünce yerleşti. Netice olarak Allahcc onu bir saniye içinde rezil-ü rüsva etti. Onun sözünü can kulağıyla dinleyenler, “biz seni dinlemeyeceğiz” diye haykırmaya başladı. Onun gibi insanlar yanlışlığa kapıldı. Allahcc bir cemaat kuruyordu ve kendilerine saygınlık kazandırmak için onları cemaatin hizmetinde kullanıyordu. Ama onlar, yapılan her iş sadece bizden dolayıdır diye bir düşünceye kapıldılar. Bundan ötürü Allahcc, onları hizmetten mahrum bıraktı. Kendilerini beğenmeleri o kadar ileri derecededir ki onlardan birisi buradan giderken, “biz gittikten sonra on sene içerisinde bu medrese Hıristiyanlarla dolacak” dedi. Başka birisi, “biz gidiyoruz ama bunlar geri gelmemiz için bize yalvaracaklar” dedi. Başka birisi de “ben gidersem benimle beraber bir cemaat gidecektir” dedi. Ancak Allahcc çok gayurdur.[2] O, kısa bir zaman içerisinde onların gerçek değerini gösterdi. Bakınız, o zamanlar dünyanın gözünde iş yapan olarak görülenlerin hepsi gitti. Gittiklerinde muhasebe şubesinde beş rupiden birkaç kuruş fazla para vardı. Üç aylık harcamaların faturaları da ödenmemişti. On sekiz bin rupilik borç vardı. Buna rağmen Allahcc, cemaatin işlerini kesintiye uğratmadı. Cemaat ilerlemeye ve gelişmeye devam etti. Önceleri haftalık bir gazetede, biat eden bir iki kişinin ismi basılırken, şimdi biat edenlerin ismini, her üç günde bir çıkan gazetede yazmakta zorlanıyoruz.
Beni can kulağıyla dinleyin! Bunları ben yaptım diyen, bu gün de yalancıdır. Bunları hiç kimse yapmadı, ne ben ne de siz; hepsini Allahcc yaptı ve gelecekte de O yapacaktır. Geçmişte biz yaptık diyenleri, Allahcc cemaatten kesip attı. Allahcc böyle insanları tekrar ortaya çıkartmasın. Cemaatler üzerinde böyle devirler gelir. Böyle bir devir gelecekse de Allahcc onları çok çok sonra getirsin. Ancak böyle bir devir geldiğinde, altlarında uysal atlar olmasına rağmen onları kontrol edemeyeceklerdir. Şu an ise altlarında hırçın atlar olmasına rağmen Allahcc, acemilerin eliyle işleri yürütmektedir. Allahcc istediği müddetçe gem, pak ve temiz ellerde kalacaktır. Ve bu devirde tam manasıyla acemi olan kimse olsa dahi onun eliyle işler yürüyecektir. Ancak, “biz yaparız, biz buna kabiliyetliyiz, biz danışılmaya değer insanlarız” gibi sorunlar ortaya çıkınca Allahcc yardım etmeyi bırakacaktır. O devir, şanssızlık ve bedbahtlık devri olacaktır. Bakınız, insan bebek iken onun yiyeceğini Allahcc kendisi ayarlar. O, hareket edemediği zamanlarda onu taşıyanı Allahcc ayarlar. Ancak o bebek, ben kendim yürüyeceğim dediğinde, tökezler. Kısacası unutmayınız ki her ne kadar ilerleme ve gelişme kaydedildiyse, her ne kadar başarı nasip olduysa, bunların hepsini Allahcc yaptı; Gelecekte de O yapacaktır. Çünkü her ne yaparsa Allahcc yapar. Ben bir şeyler yaparım diyen kesinlikle yalancıdır.[3]
[1] Hilafetten ayrılarak, Lahorî kolunu kuran Mevlevî Muhammed Ali’den bahsedilmektedir. Çevirmen
[2] Gayur, Allah’ıncc bir sıfatıdır. Anlamı, sevdiklerini kıskançlık derecesinde koruyandır. Çevirmen
[3] Hutubat-ı Mahmud, cilt 3, sayfa 9-11


