Allah’ın Peygamberleri – Nuh Peygamber (as)

Nuh (as) Mezopotamya’dan gelen Allah’ın bir peygamberidir. (Beş Ciltlik Tefsir, Cilt 2, sayfa 994) Halkının başına gelen tufan ve inşa etmesi emredilen gemi ile tanınır.

Allah Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır:

Şüphesiz Allah, Adem’i, Nuh’u, Al-i İbrahim’i, Al-i İmran’ı alemlere seçkin kıldı.

(Al-i İmran Suresi, Ayet 34)

Böylece Nuh (as), Allah’ın seçilmiş ve sevilmiş kulları arasında yer alır.

Nuh’un (as) tarihi bize Allah’a ve hakikate karşı çıkanların tamamen yok oluşunun hikayesini anlatır. O, Kur’an-ı Kerim’de geçen ilk ceza peygamberidir.

Vadedilen Mesih (as), Farsça şiirlerinden birinde Nuh’un (as) zamanına atıfta bulunarak şöyle der:

ہمچو وقتِ نوح دنیا بود پُر از ہر فساد

ہیچ دل خالى نبود از ظلمت و گرد و غبار

“Nuh’un zamanında dünya her türlü yaramazlıkla (kötülükle) doluydu;

“Hiçbir kalp karanlıktan ve tozdan arınmış değildi.”

(Aaina-e-Kamalat-e-Islam, Ruhani Khazain, Cilt 5, sayfa 25)

Beş Ciltlik Tefsir’de, insanlığın mükemmelliğe ulaşmasıyla ilgili olarak şöyle denmektedir:

“[…] İnsanlığın mükemmel ahlaki ve ruhani gelişimine ulaşabilmesi için dört döngüden  geçmesi gerekiyordu: (1) Adem’in devrinde insan uygarlığının temelleri atılmıştır.  (2) Nuh (as) şeriat döngüsünün kurucusudur. (3) Musa’nın (as) devrinde şeriatın ayrıntıları açıklanmış ve (4) Peygamber Efendimizle (sav) birlikte şeriatın tam ve mükemmel hale geldiği ve insanın sosyal, ahlaki ve manevi gelişiminin en yüksek zirvesine ulaştığı dördüncü ve son devir tamamlanmıştır.”

(Beş Ciltlik Tefsir, Cilt 4, sayfa 2205)

Nuh’un (as) Yaşı

Nuh Peygamber’in (as) 950 yaşına kadar yaşadığı sıklıkla dile getirilir. Kur’an-ı Kerim, Nuh’un yaşının 950 olduğunu söyler; ancak bu, onun 950 yıl yaşadığı anlamına gelmemelidir. Hazreti Musleh-i Mev’ud (ra), 950 yılın onun yaşına değil, daha ziyade öğretisinin dönemine işaret ettiğini açıklamıştır.

Hazreti Halifetül Mesih IV (ra) şöyle buyurmuştur:

“[…] Peygamberler şeriat adı verilen bir ilahi yasa altında yaşamışlardır ve o yıllarda kişisel yaşlarından değil, şeriatlarının yaşından bahsedilir.”

(Liqa’ Ma’ al-‘Arab, 17 Şubat 2000)