AHMEDİYETE YOLCULUĞUM – Osman Şeker

Benim adım Osman Şeker. Amasya’da doğdum, ilk orta,
lise tahsilimi ve 2 yıllık ön lisans tahsilimi de Amasya’da
tamamladım.
Eğitimimi tamamladıktan sonra bir
muhasebe bürosunda çalışmaya başladım. Bu dönemde,
1995 yılında evlendim. Çocukluğumdan itibaren dindar
bir çevrede büyümüştüm. İlkokul yıllarında Kuran
okumaya başlamış ve daha sonra yatılı olarak İmam
Hatip lisesinde okumuştum. Küçük yaşlardan itibaren
dini vecibelerimi çoğunlukla yerine getiriyor olsam
da evlendiğim günden itibaren hiçbir dini vecibeyi
kaçırmamaya dikkat etmeye başladım.
Evlendikten bir yıl sonra ilk çocuğumuz doğmak
üzereyken muhasebe bürosundan çıkarıldım. O zaman
hem her gün iş arardım hem de beş vakit namazda
Allah’a dua ederdim. Fakat bütün çabalarım ve dualarım
sonuçsuz kaldı ve Amasya’da bir iş bulamadım. Sonunda
bir
tanıdık vasıtasıyla İstanbul Belediyesinin yan
şirketlerinden birinde iş buldum. İstanbul’a yerleşmek ve
orada yaşamak hiç hoşuma gitmese de mecburen 1997
yılı başında önce tek başıma İstanbul’a geldim. Birkaç
ay sonra da ailemi de İstanbul’a getirdim. İlk birkaç ay
eşimin kardeşinin evinde idare ettikten sonra, kiralık
ev bulup oraya taşındık. Artık hayatımız bir düzene

girmişti. Hem evimi geçindirebiliyordum hem
ibadetlerimi aksatmadan yapabiliyordum.
Böylece birkaç ay geçtikten sonra bir gün
içimde bir düşünce belirdi.
“Ben otuz
yaşıma geldim, ama bugüne kadar Allah
için
kayda değer bir şey yapamadım,
şimdiye kadar ölüp gitseydim Rabbimin
huzuruna nasıl çıkacaktım.” Bu düşünce
beni o kadar üzüntüye sevk etti ki hayatımın
hiçbir döneminde o kadar üzüntü çektiğimi
hatırlamıyorum. İşte bu üzüntü içinde ben
yine Rabbime dua etmeye başladım. “Ey
Allah’ım! Şimdiye kadar ben Sana layık bir
kul olamadım; Ama ne yapmam gerektiğini
de bilmiyorum; Eğer bana yol gösterirsen
bundan böyle gafletten uyanacağım.”
O
günlerde internet hayatımıza yeni
yeni giriyordu. Ben de internet üzerinden
araştırma yapmaya başladım. Bir hoca
diyordu ki, sabah namazından sonra filanca
duayı 100 kere okumak iyidir. Ben bunu
hemen uyguladım. Başka bir hoca diyordu
ki yatsıdan sonra şu şekilde nafile ibadet
yapılmalı. Ben onu da uyguluyordum.
İşyerindeki
arkadaşlarımın nasihatlerine
de kulak veriyordum. Fakat bunların hiçbiri
benim içimdeki yangını söndürmedi. Bazı
arkadaşlar beni kendi tarikatlerine çağırdılar;
Fakat ben onlardan hoşlanmadım.
Birgün aynı işyerinde birkaç ay önce işe
başlamış olan bir arkadaş ile sohbet etmeye
başladık. O bana şöyle dedi: “Kardeşim!
Görüyorum ki sen bir çırpınış içindesin. Ben
sana bir yol göstereyim. Ama önce sen bir
karar ver: Bugünün insanlarının çoğunun
kabul etmediği ama Kur’an-ı Kerim’in,
Hadis-i Şeriflerin ve geçmiş Evliyaların
savunduğu gerçekleri gördüğünde kabul
edebilecek misin? Yoksa toplumdaki yaygın
düşüncelerin etkisiyle bu gerçeği görünce
ret mi edeceksin?” Ben dedim ki, “ben zaten
doğruyu arıyorum, çocukluğumdan beri
Allah ve Resulünün (sav) emrine uymaya
amadeyim, sen yeter ki bana gerçeği göster.”
O zaman bu arkadaşım bana Hz. Mirza
Gulam Ahmed’in bazı yazılarından Türkçeye
tercüme edilmiş ve fotokopi ile çoğaltılmış
aşağı yukarı 100 sayfalık bir iktibas verdi. Bu
yazılar hz. Mirza Gulam Ahmed’in genellikle
melfuzat adlı sohbetlerinden ve bazı
kitaplarından alıntılardı. Ben onu bir gecede
okudum ve daha ilk gün karar verdim ki bu
devrin imamı kesinlikle bu zattır. Bundan
sonra birkaç kitap daha okudum. Müslüman
Ahmediye Cemaatinin bir imamı, Sayın
Raşit Paktürk Bey o günlerde Türkiye’de
görevliymiş.
Kendisiyle
tanıştım,
bazı
sorularımı cevaplamasını istedim. Kafamda
hiçbir tereddüt kalmadığında da 1998 yılı
ortasında beklemeden biat ederek Ahmedi
oldum.
Dediğim gibi ben çocukluğumdan beri
dindar bir ortamda büyüdüm ve İmam
Hatip ortaokulu ve lisesini okudum. Yani
din konusunda cahil birisi sayılmazdım.
Ama Ahmediyete girince baktım ki İslam
adeta kenarlarına ulaşılması çok zor olan
bir okyanus imiş de biz daha önce sadece
onun esintisini duymuşuz. Ben daha önce
de Allah’a çok dua eden, hz. Muhammed
Mustafa’yı (sav) çok seven biriydim; Ama
Ahmedi olduktan sonra hz. Resulüllah’ı (sav)

aşk derecesinde sevmeye başladım ve dua
ettiğim zaman dualarımın çarçabuk kabul
oluşuna tanık olmaya başladım. Doğru
çıkan rüyalar görmeye başladım. Allah ve
Resulünün sevgisi kalbimin her zerresini
doldurdu. Hele bir de Ahmediye Hilafetini
tanıdım ki gözlerimle gördüğüm bu cennet
manzarasını anlatmaya kelimeler yetmez.
Vadedilen Mesih’in (as) 4. Halifesi hz. Mirza
Tahir Ahmed’in dönemiydi. Ailemle birlikte
kendisiyle görüşme saadeti de elde ettim.
Elinden biat ettiğim Sayın Raşit Paktürk Bey,
bir müddet sonra Türkiye’den Almanya’ya
tayin edildiğinde ben hayatımı bu İlahi
cemaat için vakfedip dine hizmet etmek
istedim. Halife hazretlerine yazdığım mektup
kabul edilince, halen çalıştığım belediyedeki
işimden ayrılıp artık bütün vaktimle bütün
gücümle cemaat için çalışmaya başladım.
Unutmadan belirtmeliyim, ben biat ederek
cemaate katıldıktan bir iki hafta sonra
kıymetli eşim de bazı sorularının cevabını
aldıktan sonra biat ederek cemaate katıldı.
Ben hayatımı vakfettikten sonra adeta o da
hayatını vakfetmiş oldu ve her zorluğa hiç
ses çıkarmadan mutlulukla katlandı.
Müslüman Ahmediye Cemaatinin Türkçeye
çevrilmiş 90’a yakın eserini birkaç defa
okudum. Vadedilen Mesih’in halifelerinin
hutbe ve konuşmalarını defalarca dinledim.
Daha sonra Vadedilen Mesih’in 5. Halifesinin
emriyle kısa bir sürede Urduca öğrendim.
Urduca
öğrenince
Vadedilen
Mesih
hazretlerinin ve halifelerinin henüz tercüme
edilmemiş kitaplarını da okumaya başladım.

  1. Halife hazretlerinin hutbelerinin özetini
    çevirip yayınlamaya başladım. Bu çabalarla
    Cemaatte geçirdiğim süre 25 yılı aştı. Bu
    süre içinde anlatılmaya değer birçok detay
    var ama burada sadece Ahmediyete nasıl
    kavuştuğumuzu anlatmak istediğim için
    o detaylara giremiyorum. Yüce Allah’tan
    niyazım son nefesimi de bu inanç üzerinde
    vermek ve Allah’ın huzuruna çıktığımda “Ya
    Rabbi! Senin seçip görevlendiğin Mehdi ve
    Mesih’e inandım ve Senin yüce Peygamberin
    hz. Muhammed’in (sav) selamını ona ilettim.”
    Diyebilmektir.

Start typing and press Enter to search