“Hz. İsa İlah Olamaz” İncil ve Tevrat Işığında

İsa’nınaleyhisselam Allah’ın oğlu olması


7. Bölüm

Hıristiyanlığın hiçbir delile dayanmadığı bir gerçektir. Bilindiği gibi her iddia delile muhtaçtır.

Sadece Hıristiyanlar değil başka bazı dinlere mensup olanlar da kendi büyükleri veya dinlerinin kurucusunun ilah ya da tanrı oğlu olduğunu iddia ederler. Hıristiyanlara göre hangi delile göre diğer din mensuplarının iddia ettikleri ilah değilse, aynı delile göre İsa da ilah olamaz.

Hindular vs. de kendi ilah kabul ettiklerinin mucizelerini  anlatırken, Hıristiyanların Hz. İsaaleyhisselam hakkında anlattıklarından daha abartılı bir şekilde anlatırlar.

Kur-an’ı kerim’in Tevbe suresinin 30. ayetinde Allah’ü Teâlâ şöyle buyurmaktadır:

“Yahudiler, “Üzeyir Allah’ın oğludur,” derler. Hıristiyanlar (da), “Mesih Allah’ın oğludur,” derler. Bunlar, ağızlarından (çıkan boş) sözlerdir. Onlar, sadece daha önce kâfirlik etmiş olanların sözlerini taklit ediyorlar. Allah, onları helâk etsin! Onlar (doğruluktan,) nasıl (da) uzaklaştırılıyorlar!”

Şunu da söylemekte fayda vardır ki; bütün Hıristiyanlar Hz. İsa’nınaleyhisselam Allah’ın oğlu olduğunu iddia etmezler. Hz. İsa’yaaleyhisselam sadece bir peygamber olarak inanan Hıristiyanlar da mevcuttur. Hatta Yahudiler arasında Musevî şeriata bağlı olduğu halde Hz. İsa’yaaleyhisselam Mesih olarak inanan Yahudiler de vardır. Hıristiyanların bir grubu İsa Mesih Allah’ın oğludur derken,  Yahudilerin bir kısmı da Üzeyir Allah’ın oğludur derler.

Şimdi bu ayette Allah’ü Teâlâ; Hristiyanlar kendilerinden önceki kâfirlerin ve inkârcıların, peygamberlerin yolundan gitmemiş olanların laflarını taklit ettiler, diyor. Bunun delili olarak Kutsal kitap olan Eski Ahit’e ve Yeni Ahit’e baktığımızda, sadece Hz. İsaaleyhisselam için oğul ifadesi kullanılmadığını görüyoruz.

Birisine oğul veya oğlum, üç sebepten dolayı denilir. Herhangi bir akrabalık bağı olmadan sevgi ifadesi olarak söylenir. İkincisi, evlatlık aldığımız birisine öz oğlumuz olmadığı halde oğlum deriz.. Üçüncüsü kendi kanımızdan, canımızdan olan öz oğlumuza oğlum deriz.

Şimdi eğer kutsal kitap sadece Hz. İsa’yaaleyhisselam oğlum diye hitap etti ise ve başkasına böyle hitap edilmedi ise, o zaman Hıristiyanlar iddialarında belki haklı olabilirlerdi. Ama eğer bu ifade Kutsal Kitap’ta başkaları için de kullanıldıysa o zaman Hıristiyanların iddiaları boş ve abartmaktan ibarettir.

Diğerleri de kendi kitaplarında nakledilmiş olan yazılmış olan şeyleri sadece ortaya koyuyorlar, Hıristiyanlar da. Din hikâyeden ibaret olamaz, iddialar ise delile muhtaçtır.

 Eski Ahit’te Mısırdan Çıkış diye bir kitap vardır. Bunun 4. Bölümün 21 ve 22. Ayetinde:

“RAB Musa’ya, “Mısır’a döndüğünde, sana verdiğim güçle bütün şaşılası işleri Firavun’un önünde yapmaya bak” dedi, “Ama ben onu inatçı yapacağım. Halkı salıvermeyecek.

Sonra Firavun’a de ki, ‘RAB şöyle diyor: İsrail benim ilk oğlumdur.”

Allah İsrail benim ilk oğlumdur diyor. Peki, buradaki ifade ile, Hz. İsa’nınaleyhisselam oğul olması arasında ki fark nedir?

Eski ahitte Birinci tarihler kitabının 22. Bölümü 9-10. Ayetinde diyor ki

“Ama barışsever bir oğlun olacak. Onu her yandan kuşatan düşmanlarından kurtarıp rahata kavuşturacağım. Adı Süleyman olacak. Onun döneminde İsrail’in barış ve güvenlik içinde yaşamasını sağlayacağım.

Adıma bir tapınak kuracak olan odur. O bana oğul olacak, ben de ona baba olacağım. Onun krallığının tahtını İsrail’de sonsuza dek sürdüreceğim.

Görüldüğü gibi bütün bunlar sevgi ifadeleridir. Aksi takdirde bunlar gerçek ifadelerdir denirse o zaman Allah’ın bir hanımının olması lazımdır. Hanımı yoksa oğlu zaten olamaz. Kuran-ı Kerim bu gerçeği şu şekilde ifade etmiştir:

O, gökleri ve yeri hiçbir örneği olmadan, yoktan yaratandır. Evladı nasıl ola­bilir? Oysa O’nun, hiç bir zaman bir karısı yoktu. O, her şeyi yarattı ve her şeyi çok iyi bilendir.[1]

Eski Ahit Mezmurlar 68. Bölümü 5. Ayette

“Allah kendi mukaddes meskeninde öksüzlerin babası ve dul hanımların hâkimidir.”

Allah öksüzlerin babasıdır diyor.

Mezmurlar 82. Bölüm, ayet 3 den 6 ya kadar bu şekilde devam ediyor ancak ben kısa bir bölümünü okuyacağım.

Allah’ü Teâlâ hâkimlere kadılara adaletli davrananlara 6. Ayette şöyle demiştir;

“ben dedim siz ilahlarsınız”

Çünkü hâkimler adaletli davranmak zorundadır ve hâkim kadı koltuğuna oturduğu zaman aslında bu manada Allah’ın temsilcisidir. Adaleti savunmak, adaleti sergilemek ve adaletli davranmak zorundadır. Allah-u Teâlâ Mezmurlar kitabına göre diyor ki

“ben dedim siz ilahlarsınız ve siz hepiniz yüce olanın oğullarısınız”

Görüldüğü gibi Tevrat’a göre bütün hâkimler Allah’ın oğullarıdır.

Mezmurlar 89. Bölüm ayet 26 ve 27

“O beni çağıracak; “sensin babam, Allah’ım kurtuluşun kayası.” Bende onu ilk oğlum dünya krallarının en yükseği kılacağım.”

Burada da Hz. İsa’danaleyhisselam başkasına da oğul diye hitap ediliyor.

İncil’in bir kitabı olan yeni Ahitte Romalılar kitabı,  9. Bölümü ayet 3-4 de şöyle diyor:

“Kardeşlerimin, soydaşlarım olan İsraillilerin uğruna, ben kendim lanetlenip Mesih’ten uzaklaştırılmayı dilerdim. Evlatlığa kabul edilenler, Tanrı’nın yüceliğini görenler onlardır.”

İncil, Yuhanna ‘ya göre 1. Bölüm ayet 12 de açıkça

“Ancak, kendisini kabul edip adına iman edenlerin hepsine Tanrı’nın çocukları olma hakkını verdi.” diyor.

Açıkça görüldüğü gibi, kim iman sahibi ise, Mümin ise oğul vasfına sahip olur diyor. Eski ve yeni Ahit’in bütün ifadelerinden anlaşılan sadece Hz. İsaaleyhisselam değil, mümin olanların hemen hepsi, iyi işler yapanların hemen hemen hepsi oğulluk vasfına sahiptirler. Allah’ü Teâlâ onlara benim oğlumsunuz demiştir.

Yuhanna 8. Bölüm 47. Ayet

“Allah’tan olan, Allah’ın sözlerini dinler. Onun için siz dinlemiyorsunuz çünkü Allah’tan değilsiniz.”

Demek ki Allah’tan olan kimdir anlamak istiyorsak, Allah’ın sözünü kim dinliyorsa o Allah’tandır, insandan değil, dünyadan değildir. Bunlar hepimizin kendi dillerimizde kullandığımız ve her gün kullanılan mecazi ifadeleridir. İncilin bu söylediği yeni bir şey değildir. Hıristiyanlar bu ifadeleri yanlış anladılar veya doğru anladıkları halde kasten yanlış sundular.

Resullerin İşleri adında bir kitap var. Onun 17. Bölümü ayet 28 de diyor ki;

“Nitekim, `O’nda yaşıyor ve deviniyoruz; O’nda varız.’ Ozanlarınızdan bazılarının belirttiği gibi, `Biz de O’nun soyundanız.’”

Bu ayetten de anlaşıldığı gibi Allahın zürriyeti olmak, Allaha yakın olmak demektir.

Peki, bunların hepsi gerçek manada Allah’ın zürriyeti olmayıp manevi olarak Allaha yakın olan kimseler ise o zaman Hz. İsaaleyhisselam aynı ifadeler kullanıldığında nasıl Allahın gerçek oğlu olabilir? Bunu iddialarla değil delillerle ispat etmeleri lazım. Tıpkı Hz. İsa’nın, ilah olduğu suçlamasını delillerle reddettiği gibi.  Daha öncede okuduğumuz gibi Hz. İsa’yıaleyhisselam taşlamak istediler. Hz. İsaaleyhisselam ben o kadar iyi işler, hayırlı işler yaptım neden beni taşlıyorsunuz benim suçum nedir dedi. Ona dediler ki sen Allah olma iddiasındasın ilah olduğunu söylüyorsun. Bu durumda Hz. İsa’nınaleyhisselam fırsat bulmuşken yapması gereken şu idi. “Eski kitapların hepsinde şu, şu yerde bir Allah’ın geleceği Allah’ın bir oğlunun geleceği ifade ediliyor. Siz nasıl kitabı unuttunuz” demesi gerekirdi. Ama Hz. İsaaleyhisselam Tevrat’ın o yerlerini göstermedi ise kendi davasını delillerle ispatlamak için bir şey sunmadı ise o zaman onun adına başkalarının bir şeyler sunması hiç doğru değildir. Çünkü doğru olsaydı Hz. İsa’nınaleyhisselam kendisi sunardı. Hz. İsaaleyhisselam kendisi şöyle dedi “bakın sizin kitabınızda kadılara, o iyi insanlara, siz ilahlarsınız denilmedi mi?”  Eğer onlara ilahlarsınız diye ifade kullanıldı ise ve bu suç değilse o zaman ben Allah’ın oğluyum dediğimde sizin anlamanız gerekir ki bu ifadeler bir sevgi ifadesidir. Ne onlar gerçek manada ilahlardır ne de ben gerçek manada Allah’ın oğluyum. O zaman bir sürü ilahın olması lazım, çünkü Tevrat onlara ilah diyor. Âlimlere ilah diyor hatta hâkimlere ilah diyor. Hatta Hz. İsa’nınaleyhisselam dediği gibi kimlere Allah sözü geldi ise onlara yani peygamberlere ilahsınız denildi.

Devam edecek.

Raşit Paktürk


[1] Enam suresi, ayet 102

Start typing and press Enter to search